KERİM UĞUR
İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremde 36 kişinin hayatını kaybettiği, Rıza Bey Apartmanı’nın yıkılmasına ilişkin davanın 13’üncü duruşması bugün İzmir’de görülmeye devam ediyor. Duruşma öncesi apartmanda yaşayan yakınlarını kaybedenler basın açıklaması yaparak adalet çağrısında bulundu. Rıza Bey Apartmanı mağdurları adına açıklama yapan Avukat Zeynep Sedef Özdoğan, “Bizim vahim bir sorunumuz var. Adalete erişmekte engellerle karşılaşıyoruz. Güçlük çekiyoruz” dedi.
İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.6’lık depremde 36 kişinin yaşamını yitirdiği, 17 kişinin de yaralandığı Rıza Bey Apartmanı davasına İzmir Bayraklı Adliyesinde bulunan İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediliyor.
“KAMU GÖREVLİLERİ LAYIKIYLA YARGILANMIYOR”
Rıza Bey Apartmanı Mağdurları adına açıklama yapan Avukat Zeynep Sedef Özdoğan, “Bizim vahim bir sorunumuz var. Adalete erişmekte engellerle karşılaşıyoruz. Güçlük çekiyoruz. Şöyle ki bugün 15 Eylül 2023 kırk beş gün sonra deprem felaketinin üçüncü yılını geride bırakmış olacağız. Ege depremi felaketinde 117 vatandaşımız canını yitirdi. En fazla can kaybının yaşandığı Rıza Bey Apartmanıyla ilgili davanın İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasının bugün 13’üncü duruşmasına gireceğiz. Dediğimiz gibi üç yılı geride bırakmak üzereyiz. Fakat hala bu işten denetim sorumluluğunu yerine getirmemiş olan kamu görevlilerinin layıkıyla yargılanmalarını sağlayabilmiş değiliz. Çok azı hakkında kamu davası açılmış durumda. Kamu davası açılanlarda henüz gereken suç vasfıyla sorgulanmış değiller. Bu ülkede en önemli üretim alanlarından biri inşaat sektörü. Siyaseti de inşaat sektörü finanse ediyor. Yıkılan her binanın ardında siyasetçilerin imzası var. Bizim bütün bunlarla mücadele edebilmemiz için tek tek bireyler olarak değil kurumsal desteğe ihtiyacımız var. İzmir Barosu’nun kurumsal desteği bizim için çok değerliydi. ve İzmir Barosu Rıza Bey Apartmanı’nda hukuk bürosunda iki meslektaşının kaybına sebep olunmasına rağmen suçtan zarar diye bu davaya kabul edilmedi. Anayasanın 6. maddesi çok açık. Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir. Millet egemenlik hakkını Anayasa’da belirlenen organlar eliyle kullanır. Anayasanın 9. maddesi de çok açık olarak diyor ki ‘yargı yetkisini Türk milleti adına tarafsızca bağımsız mahkemeler kullanır.’ İşte biz bu sebeple artık rayından çıkmış olan bu hukuk sistemini kamuoyunun dikkatine, bilgisine sunuyoruz. İnsanlar yargıda bir işleri düştüğü zaman, gerçek yüzlerine çarptığında değil, kendileri adına karar veren mahkemeler adli işler ve işlemler nasıl yürüyor diye daha çok ilgili olsunlar istiyoruz. Bu ilgiyi talep etmek üzere buradayız” dedi.
“YAŞANAN HUKUKSUZLUKLARIN PEŞİNDE OLACAĞIZ”
Özdoğan’ın ardından konuşan İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Aras Öztürk ise “Biz Baro olarak başından beri Rıza Bey Apartmanı olsun, diğer deprem dosyalarımızı takip ediyoruz. Gerek İzmir depreminde gerekse Kahramanmaraş depreminde bir çok tetkikte bulunduk. Bunların incelemelerinde ya da yargılamalarına tanıklık ettik. Bunların hepsinde şunu gördük. Biz sadece bu işte inşaatı yapan firma ya da müteahhit bu kişilerin yargılandığını ama bu inşaatlara izin verenlerin bunları denetlemesi gerekenlerin bu yargılamaların içine özellikle sokulmadığını ve bunun hem idari anlamda hem de cezai anlamda yaptıkları görevi ihmal ya da insan hayatına olası kast suçlamaları yönünden de hiçbir cezaya yönlendirilmediğini gördük. Oysaki Türkiye bugün bir deprem gerçeğiyle karşı karşıya. Her gün birçok deprem uzmanımızın açıkladığı İstanbul depremi ya da olası depremler üzerinden konuşmalar sürerken ve ne yazık ki Kocaeli depreminden sonra yaşadığımız Kahramanmaraş depreminde bu afette hiçbir şekilde devletin kontrolünün olmadığı ne yazık ki ölümlerin birçoğunun da sağlanamayan yardımlar, ulaşamayan yardımlardan kaynaklandığı göz önüne alındığında istiyoruz ki sorumlular yargılansın. Bir daha deprem felaketiyle bu kadar çok canımız ölmesin. İnsan hakkı kutsaldır. En önemli haktır ama ne yazık ki biz bunlara sadece kaza deyip geçemeyiz. Depremler değil, binalar öldürüyor. Bu gerçekle beraber ne iki tane meslektaşımızı kaybettiğimiz Rıza Bey Apartmanı’nda hem de görevlerini ifa ederken vefat eden meslektaşlarımız da katılma taleplerimiz dahi kabul edilmiyor. Ama biz bu hukuksuzluklara her zaman peşinde olacağız. Hiçbir zaman bırakmayacağız. Hep sözümüzü söyleyeceğiz. İzmir Barosu olarak biz mağdur ailelerin her zaman yanındayız” diye konuştu.
“KUSURU OLANLARIN ARTIK TUTUKLANARAK YARGILANMASINI”
ANKA Haber Haber Ajansına konuşan yıkılan Rıza Bey Apartmanında bulunan diş hekimliği kliniğinde hemşirelik yapan Zarife Doğan’ın babası Kamil Doğan da şunları söyledi:
“Ben Rıza Bey Apartmanı’nda görev başındayken hayatını kaybedenlerden diş hekimi Zarife Doğan’ın babasıyım. Bugün ölümünün bin ellinci günü. Onun ölümünden sorumlu olanların birkaçı iş yeri sahipleri ve daire sahipleri. Onların asli kusurlu olduğunu kanıtlayan resmi bilirkişi raporu elimde. Artık onların tutuklanarak yargılanmasını tüm acılı aileler adına mahkemeden talep ediyorum. İyi ki dürüst basın var. İyi ki milletimiz var ve sonunda da inşallah doğru kararla bunların hapis yattığını görerek iyi ki adalet var demeye devam edeceğiz”