Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcıların ilgisinin büyük olduğunu söyledi. Şimşek, küresel piyasalarda tersten esen rüzgara rağmen Türkiye’nin açıkladığı ekonomik perspektifin yatırımcılar tarafından desteklenmeye değer bulunduğunu belirtti. Bakan Şimşek, Türkiye’ye dönük uluslarararası fon akışının ayrıntılı haritasını ve önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği ikinci Körfez çıkarmasının hedeflerini anlattı.
Dar ve sabit gelirlileri enflasyona ezdirmeme sözünü tekrarlayan Bakan Şimşek, 2024’ten itibaren ücret ayarlamalarının hedef enflasyona göre olması gerektiğini, oluşacak farkın zaten hükümet taahhüdü olarak ödeneceğini açıkladı. Şimşek, aylık bazda enflasyonda düşüşün başladığını, kalıcı düşüşün de Haziran 2024’ten itibaren hissedileceğini kaydetti. SABAH Gazetesi Ankara Büro sohbetlerinin konuğu olan Bakan Şimşek, şu mesajları verdi:
TÜRKİYE’YE İLGİ BÜYÜK
Türkiye’ye inanılmaz bir ilgi var. Londra’da üç gün boyunca hem yatırım fonları hem yatırım bankaları hem de doğrudan yatırım yapan şirketler başta olmak üzere bütün yatırımcı yelpazesi ile bir araya geldik. İlgi çok yoğundu, 85’in üzerinde kurum temsilcisi, 100’ün üzerinde yatırımcıyla temasımız oldu, bu normal çünkü Türkiye’nin potansiyeli büyük. Uzun süredir çeşitli nedenlerle özellikle portföy yatırımları uzak duruyordu. Algıda değişiklik var mı? Ciddi bir iyileşme var. Programa ilişkin bir çerçeve sunuyoruz.
ANA HEDEFİMİZ REFAH
OVP’nin ana hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme (refah). Bunun ön koşulu fiyat istikrarı. Bu hedefe ulaşırken enflasyonun tek haneye indirilmesi, bunu destekleyecek maliye politikası, bu çerçevede rezerv birikimi ve kur korumalıdan çıkış gibi aslında entegre birbirini besleyen bütüncül bir yaklaşım var. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm bunların hepsi fırsat içeren alanlar… O nedenle ilgi bütün yatırımcılardan çok yoğun oldu.
KARŞIDAN ESEN GÜÇLÜ BİR RÜZGAR VAR
İlk 3 ayda konuşmadık, uygulama yaptık. Ağustosta hem parasal hem miktarsal sıkılaştırmaya, seçici kredi sıkılaştırmasına gittik. Yüklemeli tedbirler aldık. Deprem hariç bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 3 ve altına çekmeyi hedefliyoruz. Bir yıl sonraki enflasyonu çıpalayacak şekilde yatırımcıları ikna edecek bir para politikası duruşuna geçeceğiz dedik, gerekeni yaptık. Yapısal reformları bir takvime bağladık, bu güveni arttırdı. İçinde bulunduğumuz konjonktürde karşı taraftan esen çok güçlü rüzgarlar var. Ticari ortaklarımızda büyüme oldukça cılız. Finansal koşullar sıkışık. Amerika’da 10 yıl vadeli kağıtların getirisi yüzde 4.5-5 aralığında. Doların güçlenmesi aleyhimize. Biz Euro bazında mal satıyoruz ama hammaddeyi dolar cinsinden alıyoruz.
ENFLASYON AYLIK BAZDA DÜŞÜŞ BİRKAÇ AYA
Enflasyonda yıllık bazda düşüş Haziran 2024’te ama aylık bazda enflasyonda ciddi momentum kaybı birkaç aya başlayacak.
Merkez Bankası’ndaki ekip çok güçlü arkadaşlara güvenim yüzde 100, o konuda hiç tereddüdüm yok. Merkez Bankası’nın enflasyonda yıl sonu yüzde 65 hedefi geçerli.
EMEKLİLERİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ
(Emeklilere 5 bin lira ikramiye) Bütçe imkanlarını sonuna kadar zorladık, bir kerelik ödeme kararlaştırıldı. Bütün çalışanlarımız, emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Büyümenin çok ötesinde bu sene toplumun bütün kesimlerine işçisine işçimize memurumuza asgari ücretlimize emeklerimize reel olarak çok büyük artışlar verdik. Asgari ücretliyi, emekliyi, memuru, işçiyi enflasyona ezdirmeme taahhüdümüz var. Yılın başında oturulacak, imkanlara bakılacak ve bu çerçevede bir adım atılacak.
ÜCRETLERDE HEDEF ENFLASYON VURGUSU
Enflasyonu çıpalayacak noktaya doğru geliyoruz. Maalesef uzun süredir enflasyon çıpası yok. Fiyatlama davranışlarında ciddi bozulmalar, onun getirdiği sıkıntılar var. Bunu destekleyecek gelir, maliye politikasına geçiş yapıyoruz. Ücret ayarlamaları hedef enflasyona göre yapılmalı, fark olursa ödenir.
KKM’DEN ÇIKIŞ BAŞLADI
Kur korumalı mevduattan çıkış başladı. KKM’den çıktığımızda vatandaşımızın portföy tercihlerinin bir kısmı döviz olabilir, buna saygılıyız. Çıkışta elimiz rahat olsun, elimizde arz edecek imkan olsun. Rezerv birikimi, cari açığın daralması, dış kaynak, fon akışını artırmamız lazım. Mayıs ayından bu yana rezervlerde 22 milyar doların üzerinde artış var. Rezerv birikimi piyasa koşulları elverdiği ölçüde sürecek.
ENERJİ YATIRIMLARI CARİ AÇIĞI YÜZDE 1 İNDİRECEK
Dış ticaret ve cari açık azalacak. Altın ithalatı 30 milyar doların üzerinde. Bu negatif reel faizlerden kaynaklanıyordu. Para politikasındaki rasyonelleşme ile birlikte altına talebin düşeceğini öngörüyoruz. Gabar’daki petrol devreye girmeye başladı, 2025 sonunda günlük 100 bin varile varacak, Sakarya sahasında doğalgaz üretimi başladı, 2028’de 15 milyar metreküpe ulaşması öngörülüyor yani Türkiye’nin şu andaki tüketiminin yüzde 25’i…Önümüzdeki yıllarda petrol ve doğalgaz üretimi ile enerjide yeşil dönüşümle birlikte dışa bağımlılığımız azalacak. Bu sayede cari açık kalıcı olarak milli gelire oran olarak en az yüzde 1 aşağı çekecek. Cari açığın azalmasıyla birlikte rezerv birikimin kazanacağını düşünüyoruz.
TL’NİN KALICI DEĞER KAYBI SEBEBİ KALMAYACAK
Cari açığın milli gelire oranı kalıcı şekilde yüzde 3’ün altına çekildiğinde yarısından fazlası borç yaratmayan doğrudan yatırımlar, kalıcı kaynaklar finanse edilecek öbür imkanlar da rezerv imkanına gidecek. TL’nin bu saatten sonra kalıcı değer kaybı için bir sebep kalmayacak. Dış kaynak noktasında önemli mesafe kat ettik, maliye politikasında disiplini sağlıyoruz, rekabet gücü ve verimlilik noktasında gereken yapısal reformları yapıyoruz, siyasi belirsizlik kalmadı. Yerel seçimlerden kaynaklı bir belirsizlik yok.
KÖRFEZ’E İKİNCİ SERMAYE ÇIKARMASI
BAE ile çerçevesi çizilen 50.7 milyar dolarlık bir anlaşma var. Dünya Bankası, 3 yıl için öngördüğü kredi alanını 35 milyar dolara çıkardı. Avrupa İmar Bankası 3 milyar Euro’luk büyüklüğe ulaşacak. Asya Kalkınma Bankası ile ilişkileri güçlendiriyoruz. Japonya ile diyalogu yeniden güçlendireceğiz. Marakeş’te IMF-Dünya Bankası toplantılarına gideceğiz, daha sonra Fransa’da yatırımcılara Türkiye’nin hikayesini anlatacağız. Yakında Uzakdoğu’ya da gitmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki 1-2 hafta içinde Abu Dabi, Doha ve Riyad’a gitmeyi planlıyorum.
DEPREM TAHVİLİ BU YIL ÇIKIYOR
BAE ile 50.7 milyarlık anlaşmanın 27 milyar doları yenilenebilir enerji yatırımlarına ayrıldı. Enerji Bakanlığımız hükümetler arası anlaşma üzerinde çalışıyor, Meclis’e sunulacak, yatırım süreci başlayacak. Enerjide dışa bağımlılığı daha erken azaltacak, karbon vergisinden sanayicilerimizi koruyacak, yeşil dönüşüme ivme kazandıracak.
Depremin finansmanına yönelik uzun vadeli (10 yıl) 8.5 milyar dolarlık kaynak sağlanacak. Fiyatlama noktasında bir çerçeve oluşturup gönderdik. Anlaşmanın bu yıl nihayete ermesini, ilk diliminin gelmesini bekliyoruz. İhracatın finansmanı konusunu da birlikte götürüyoruz.
1970’TEKİ GİBİ PETROL ŞOKU OLMAZ
İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın sınırlı olmasını temenni ediyoruz. 1970’ler tarzı bir petrol şoku öngörmüyorum, etkisi sınırlı olur. Dış şoklara karşı dayanıklılığını artırmaya çalışıyoruz.
KAMUDA SADECE TOGG’A İZİN VAR
Kamuda tasarruf genelgesini güncelledik. Taşıtlar konusunda maksimum hassasiyet gösteriyoruz. Yeni araç alımında sadece TOGG alınacak, eldeki araç da satılacak. Temsil ağırlamalarını sınırlayacağız. Yurtdışı seyahatlerde tasarrufa önce kendimiz başladık. New York’a bir kişiyle gittim.
HAZAL ATEŞ